
evet galatasaray ve fenerbahçe farkı. hayır bir sidik yarışı değil bu. gerizekalı fenerbahçe taraftarının, "en büyük biziz" hezeyanına bir iki çomak sokasım geldi. çok objektif ve belgelerden ibaret bir karşılaştırma yapacağım şimdi, sıkı durun. aslında fenerbahçe taraftarını, bu ajdar sendromuyla başbaşa bırakıp, bu konuya hiç kafa yormayabilirdim ama dedim ya; yorasım geldi.
öncelikle; bu iş tamamen kişisel sevgiden ibaret. bir fenerbahçeli için en büyük fenerbahçedir, bir galatasaraylı için ise en büyük galatasaray. pek tabi bir karşıyakalı için de, dünyada onlardan büyüğü yoktur. burası böyle.
ama şöyle bir şey var ki, büyük fenerbahçe taraftarı, asla bir galatasaraylı'nın olduğu kadar mutlu olamadın sen. senin yaşayıp da, bir galatasaraylı'nın yaşayamadığı hiç bir mutluluk yokken, bir galatasaraylı'nın yaşayıp da senin yaşayamadığın bir sürü mutluluk var. sen en büyük sevincini şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayarak yaşadın. galatasaray taraftarı bunu 2 kere yaşadı. galatasaray taraftarı, 2 kez olmak üzere, avrupa şampiyonluğu tadarken, sen sıkıntından, hıncından duvarları yumrukladın. bunu da "sevinmek için sevmedik" gibi bir beyin mastürbasyonuyla örtmek istedin ama, her yıl galatasaray maçlarını iple çektin. zira eğer galatasaray'ı yenersen, bütün seneyi mutlu geçirmek için ihtiyacın olan keyfe sahip olacaktın. oldun da.
bu eziklik seni gitgide insanlıktan çıkarttı. futbola normal insanlar gibi bir eğlence aracı olarak bakamaz hale geldin. zira bu hırs seni delirtti. kendi futbolcunu dövdün. türkiye tarihinin en iyi oyuncusu dediğin kaptanını yuhaladın, küfürler ettin. yöneticilerinin gözü döndü. eşi benzeri gözükmemiş paralara, dünya yıldızları getirdiler. ortega ve anelka gibi, fantastik adamlar türkiye'ye geldi. ruh ve takım ahengi gibi, futbolda başarının iki ana ihtiyacına asla sahip olamadın. hırsın öfkeye döndü. ne sen takımını sevdin, ne futbolcuların takımı.
bir kaç kısa kıvılcım haricinde, son 10 yıl içerisinde hiç bir futbolcun sahada seni temsil etmedi. az biraz tuncay ve karısına küfürler yağdırdıp, tekme tokat dövdüğün rüştü dışında hiç bir bayrak adamın olmadı. oysa galatasaray taraftarının, sahaya baktığında kendisini gördüğü 10'larca adamı oldu. şükür, arif, mondragon, arda, sabri... bu adamların kazandığı paralara galatasaray taraftarı hep; "helal olsun" derken, sen saçma sapan paralar kazanan oyuncularına; "aldığınız paralar haram olsun" dedin.
hırs ve öfke, seni, alex'i, hagi ile kıyaslayacak kadar şaşırtacak hale geldi sevgili fenerbahçe taraftarı. "olum mal mısınız lan, hagi ve alex..." dedik, "ama istatistikler" dedin. hatta durumun o kadar vahimdi ki, alex'in istatistiklerini, maradona'yla kıyaslayıp, "alex maradona'dan da daha iyi" dedin.
futbol artık futbol değil, bildiğin sidik yarışıydı senin için. galatasaray'ın dünya çapındaki somut başarılarına karşı, fenerbahçe kırmak üzereyken tanımlanan rekorları çıkarttın. "kendi evinde en uzun süre maç kazanan türk takımı" diye bir rekor icat ettin. bi hazırlık maçını kaybedince de, bu rekorun başına; "resmi maçlarda" ibaresini koydun. galatasaray'ın avrupadan kazandığı paraların karşısına; "fenerbahçe bir gecede 5 milyon 325 bin euro toplayarak bir rekora daha imza attı" gibi ilginç bir rekor attın. galatasaray kupa kazandı, sen; "avrupa kupalarında grubunu birinci sırada bitirerek bir üst tura geçen il türk takımı olma ünvanı" bizde dedin. galatasaray dünya klüpler sıralamasında 1. oldu, sen "dünyanın en zengin kulüpleri listesine aday olan ilk türk takımı fenerbahçe" dedin. çok çektin fenerbahçe taraftarı çooook. tüm bunlar senin beyninde telafisi namümkün hasarlara yol açtı. o hasalar da, bu tip hezeyanlara.
işte böyle büyük fenerbahçe taraftarı. yen komplekslerini, bırak sidik yarışını, git takımını sev. nefret etme, sev. sadece sev. fena takım değil fenerbahçe. kasımpaşaspor'a bile aşıklar varken, fenerbahçe'ye aşık olman yadırganmaz korkma. ama bırak bu beyin mastürbasyonunu. komik oluyorsun. zira karşımda saygı duyacağım rakip istiyorum ben. ibre yavaş yavaş beşiktaş'a kayıyor bende...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder