johnny cash - a boy named sue - 1969üç yaşındaydım, babam evi terk etti,
pek de bir şey bırakmadan annemle bana,
boş bir içki şişesi ve de eskimiş gitarından başka.
bırakıp gittiği için suçlamadım
çünkü bu, yaptığı en kötü şey değildi,
asıl kötü olan, gitmeden bana "sue" adını vermesiydi.
yaptığının komik olacağını düşünmüş olmalı,
millet bana bakıp bakıp gülüyordu,
anlamıştım ki, hayat boyu bununla uğraşmak zorunda kalacaktım.
kızlar güldü, utanıp kızardım,
erkekler güldü, kafalarını kırdım,
dedim ya, hayat "sue" adında bir çocuk için hiç de kolay değildi.
derken hızla büyüdüm, sert bi adam oldum,
yumruklarım sertleşti, kafam daha iyi bastı,
utancımı gizlemek adına şehirden, şehre dolandım.
ama aya ve yıldızlara yemin ettim,
bütün batakhane ve barları tarayacak,
bana bu korkunç ismi veren herifi öldürecektim.
temmuzun ortalarıydı, Gatlinburg'daydım,
kasabaya yeni varmış, boğazım kupkuruydu
biraz kafayı çekmek iyi olur diye düşündüm.
çamur içindeki bir sokağın eski bir barında,
şu masada kağıt oynayan ada… aha lan burada!
bana Sue adını veren yavşağı buldum sonunda.
anladım hemen bu yılanın benim sevgili babacığım olduğunu,
annemde kalan yıpranmış bir resminden,
ve de yanağındaki yara ve şeytan gözlerinden!
büyümüş, iki büklüm olmuş, çökmüş ve yaşlanmıştı,
suratına baktım ve kanım dondu,
ve dedim ki; "BENİM ADIM SUE", "NASIL GİDİYOR BAKALIM", "ŞİMDİ ÖLECEKSİN"!
kafasına kafasına delice vurdum,
yere düştü, öylece baka kaldım,
şaşkınca bakarken, cebinden bıçağını çekip, kulağımdan bir parça kesti.
ama ben de dişlerinin ortasına sandalyeyi geçirdim,
beraber duvardan sekerek sokağa uçtuk,
çamurun, kanın ve de biranın içinde vuruşuyorduk.
daha sertleriyle kavga etmişliğim var da,
ne zaman olduğunu hatırlamıyorum,
katır gibi çifte atıp, timsah gibi ısırıyordu.
tebessüm ederek küfrettiğini duydum,
elini silahına attı ama ben çoktan çekmiştim,
birden bana baktı ve gülümsedi.
dedi ki: evlat, bu dünya çok zor!
adam olmak öyle kolay iş değil!
ben sana yardım etmek için yanında olmayacaktım.
işte bundandır ki sana bu adı verip, veda ettim,
çünkü ya ölecektin ya da harbi bir adam olacaktın,
ki seni bu denli güçlü yapan da bu addı.
az önce sıkı bir kavga ettin,
biliyorum ki benden nefret ediyorsun ve öldürmek istiyorsun
ki öldürsen de seni suçlamam.
ama öldürmeden önce bi teşekkür etmelisin,
gözüpek ve sert bir adam haline geldiğin için.
çünkü sana sue adını veren o orospuçocuğu bendim!
boğazım düğümlendi, silahımı indirdim,
"babacım" dedim, "evlat" dedi!
bakış açım birden değişmişti!
şimdileri bazı bazı onu düşünüyorum,
el attığım her şeyi başarıyorum,
ama bir gün oğlum olursa,sanırım adını; bill ya da george koyacağım.
sue dışında herhangi bir ad!
o addan hala nefret ediyorum!