
merbaha ben! bu gerçek ben. al çayını gel biraz konuşalım senle.
geçen hafta aşık olduğunu sandın ya hani sen. o şimdi şöyle... olay tamamen benim ibneliğim. acayip dokunulmayı özlemiştim ben. jeff hornacek'in yanağını düşün. emekli olduktan sonra ne kadar özlemiştir o yanak dokunulmayı. ha işte aynen o misal ben de, sen lera'dan ayrıldıktan sonra benzer bir boşluğa düştüm. e haliyle böyle içten dokunan biri olunca sana, salgılamamam gereken hormonları salgıladım. hahahaa siz insanların bu salak kavramlarına sığınmayı çok seviyorum! derken işler sana aksetti ve afalladın biraz. neyse durum bu kardeş. geç bir april fool vakası olarak bak ve kızma bana e mi?
o değil de, içimde acayip bir heyecan var askerlikliğinle ilgili. ya gidip, virtüöz olarak geleceksin, ya da birlikte öleceğiz. bilmiyorum. ilki daha ilginç geliyor. belki de cennet vardır ve aslında ilginç olan ikincisidir. onu da bilmiyorum. bilsem yazar mıyım zaten lan sikik!
"zor olanı seviyor insan her defa" diye aksak ritimli bir deniz seki şarkısı vardı. güzel götlü karılar dans ediyordu boş bir meyhanede. o meyhanede olmak istiyorum ben. ha, içiyomusun ki canın meyhane istiyor diyeceksin, haklısın. sustum.
bugün ben yazdım. çıkmama izin verdiğin için sağol. böyle ara ara ayağamın toprağa değmesine izin verirsen, bu ikimiz için de iyi olur. unutma, iki sınır ülkenin, dikenli telleriyiz, dokunsak kanar ellerimiz. ehehehee kızma lan şaka.
hadi, git biraz çalış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder